UZAKTAN ÖĞRETİMDE KALİTE: “.. SAYISAL BÜYÜKLÜKLER DOYUMA ULAŞTI.. YA ŞİMDİ?..”

 ABSTRACT

Fast improvements in the fields of technology and economy has increased the importance and significance of the education of masses. Especially the the improvements in the field of communication –mainly in the field of mass communication- has enabled the education of ‘great masses’. ‘Distance Education (DE)’ in general as well as the traditional form of ‘Distance Teaching (DT)’ with the support of advanced mass communication facilities has been found to be efficient and effective to fulfill the ‘quantity’ in educational needs. However, in the meantime, the common quantitative needs of the greater masses seems to be met where as the new and individual education needs has emerged. This new form of education from a distance which is called ‘Open Distance Learning (ODL)’ is mainly bringing new debates where ‘quality’ becomes prior to quantity. So the identification of quality in education from a distance has become the core argument of the day. İdentification of quality in DE seems to have similarities with other fields where as the is significant and unique difference are being discovered. The study tries to suggest a series of charecteristic identities to be discussed as for the quality in DE.

 

GİRİŞ

20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaşanan teknolojik, ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmeler, tüm dünyayı şu ana kadar görülmemiş bir değişim ve gelişim süreci içine sürüklemiştir. Yaşanan bu değişim ve gelişmelerin en önemlileri toplumsal ve siyasal yaşamda olduğu kadar ekonomi ve yönetim alanında da gerçekleşmiş; ve çeşitli aşamalardan geçilerek “bilgi çağı”nı deneyimlemezi sağlamıştır. 

Bilgi çağının hayatımızı etkileyen en önemli özelliği, bilgi biriktirip depolamak değil, bilgiyi üretmek veya üretilmiş bilgiye en kolay, en yaygın, en etkili, en verimli ve hızlı biçimde ulaşabilme yollarını bireylere sağlayabilmektir. Bunu sağlayabilme konusunda ortaya konan çabalar ise rekabeti sertleştirmiştir. Diğer bir deyişle, bilgiye ulaşma ve onu kullanma savaşı beraberinde yıkıcı ve yokedici bir rekabeti günlük bireysel yaşamımıza taşımıştır. Rekabette başarılı olabilmek için tüm dünyada, üründe, hizmette ve insangücünde kaliteye büyük önem verilmeye başlanmıştır. Bu bağlamda, ülkelerin eğitim sistemleri, dünya ekonomisinde rekabet gücünü belirleyen en önemli kurumsal yapılardan birisi haline gelmiştir. Dünya ekonomisinde hızlı teknolojik değişmenin rekabet gücünü belirleyen en önemli etken olması, teknolojiyi üretebilen, yaratıcı insan yetiştiren ve yeni teknolojilerin hızla üretime uygulanmasını sağlayan nitelikli insanların eğitimine önem veren kurumların gereksinimini arttırmıştır. Bu gelişmelerle birlikte artık, değişimin yarattığı zorlukların aşılmasında ve rekabetçi bir yapı kazanılmasında bireylere yardımcı olacak tek bir anlayış vardır: Ömürboyu Kaliteli Eğitim, Öğretim. (Bulut, 1997, s. 65) 

Son dönemlerde, gerek moda bir kavram olması nedeniyle, gerekse yararına gerçekten de inanıldığı için “kaliteli eğitim” her ülkenin temel konusunu oluşturmaktadır; bu nedenden dolayı da konuyla ilgili çabalar yaygınlaşmıştır. Ülkemizde de eğitim kalitesi sürekli gündemde olmasına karşın üzerinde fazla çalışılmayan bir konudur. Oysa, eğitim sistemlerinde değişime önce kalite anlayışı ile başlanmalıdır. Çağımızda toplumun diğer örgütlerinde oluşan değişme ve yenileşmelerden eğitim örgütleri de etkilendiği için eğitim sistemimizde birtakım değişme yenileşmeler gözlenmekte, geleneksel tecrübelere dayalı anlayış geçerliliğini yitirmektedir.

CLOSE